Dünden bugüne Türk oyun tarihinin mihenk taşı olmayı başarmış, göz bebeğimiz olan TaleWorlds yapımı Mount and Blade serisinin son oyunu olan Bannerlord‘un çıkışının üstünden dile kolay neredeyse 1 sene geçti. Oyunu uzun saatler oynama şansı buldum ve genel hatlarıyla deneyimlerimi sizlerle paylaşacağım.
Dünden Bugüne: Mount and Blade
Mount and Blade serisinin ilk oyunu, Armağan Yavuz ve İpek Yavuz tarafından 2005 senesinde Ankara’da kurulan TaleWorlds Entertainment tarafından 2008 senesinde piyasaya sürüldü. Kullanıcılar tarafından iyi geri dönüşler alan oyunun ilgi çekici savaş mekanikleri ve oyunun sürekliliğini artıran RYO öğeleri toplumun beğenisini toplamayı başardı.
Oyunun hızlı parlayışının ardından 2010 senesinde ilk büyük genişleme paketi olan Mount and Blade: Warband piyasaya sürüldü. Bu ek paketin yanı sıra oyuna farklı mekanikler ekleyen Napoleonic Wars ve Viking Conquest genişleme paketleri de kullanıcılara sunuldu. Süregelen zamanda ise oyunun son büyük genişleme paketi olan Mount and Blade: With Fire and Sword 2011 senesinde kullanıcılara sunuldu.
Takvimler 28 Eylül 2012 tarihini gösterdiğinde ise TaleWorlds yeni projesi Mount and Blade: Bannerlord’un ilk tanıtımını gerçekleştirdi. 2012 yılından 2016 yılına kadar sessizliğini koruyan TaleWorlds bu sessizliği E3 2016 fuarında bozdu; Türk oyun tarihindeki ilk E3 standını açarak yeniden bir ilke imza attı ve 8 senelik geliştirme sürecinin ardından oyun 2020 yılında kullanıcılara sunuldu.
Genel Bakış
Oyuna başlarken ilk önce karakter yaratma ekranı ile karşılaşıyoruz. Detaylı ve oyunun temasına uygun öğeler içeren bu ekrandan sonra karakterimizin hangi medeniyete mensup olduğunu, çocukluk yıllarının nasıl geçtiğini ve gençlik yıllarının nasıl geçtiğini seçerek karakterimizin gelişiminin hangi tarafa yöneleceğini seçebiliyoruz. Ben diğer Mount and Blade oyunlarının da bana kattığı bilgi birikimine dayanarak Cazibe odaklı bir ilerleme kaydettim, ama sizler dilerseniz serserilik, silah ustalığı veya ticaret odaklı seçimler yapabilirsiniz. Rol yapma oyunlarının en güzel yanı da bana göre bu zaten, hikaye siz nereye çekerseniz oraya gidiyor.
Grafikler ve Oynanış
Dünden bugüne Mount and Blade serisinin hiçbir zaman grafik kalitesi ile ön plana çıkma gayesi olmadı lakin bu oyunun grafikleri gerçekten iddialı. Gerek aydınlatmaların güzelliği gerekse savaş alanlarının görsel kalitesi gerçekten muazzam, özellikle çöl savaşlarına hayran kaldım diyebilirim. Oynanış tarafında ise önceki oyunlardan aşina olduğumuz dört yönlü saldırı ve savunmadan oluşan ana mekaniğimiz bulunmakta. Oyun içerisinde kullanabileceğiniz birden çok silah türü mevcut, örneğin;
- Kılıçlar
- Gönderli Silahlar
- Yaylar
- Tatar Yayları
Yakın dövüş silahlarının iki şekilde kullanımı mevcut, tek el veya çift el. Bu iki seçenekten hangisinde ustalaşacağınız size bırakılıyor. Kazandığınız deneyim puanları ile dilerseniz uzun menzilli silahlarda ustalaşabilir dilerseniz de yakın dövüşte size sunulan tek el veya çift el silahlarda ustalaşabilirsiniz. Benim tavsiyem gönderli silahlardan yana olacaktır. Kuşatmalara değinecek olursak oyun gerçekten beklentimin çok üstünde bir iş çıkarttı. Kuşatma silahlarının detaylı bir şekilde işlenmesi de oyuna farklı bir tat katmış.
Diplomasi ve Politika
Bütün bunların yanı sıra oyunda yeni bir mekanik olan Diplomasi, krallıklar ile olan ilişkinizi daha ileri bir noktaya taşıyor. Politika ile uğraşmayı seven kişilerin çok hoşuna gidecek bu mekanik toprak paylaşımından tutun da halkın yönetim biçimine kadar birçok seçenek sunuyor. Karakter gelişimimi cazibe üzerine yoğunlaştırdığımdan bu yol ile çok fazla kazanç sağladığımı söyleyebilirim. Oyunda para kazanmak için birçok yöntem bulunuyor lakin bunlardan en sağlıklı olanı ticaret.
Ticaret
Ticaret mekaniği ile dilerseniz şehirlerde işletme kurabilir ya da kervanlar oluşturarak uygun fiyattan aldığınız ürünleri daha pahalı bir şekilde diğer şehirlerde satabilirsiniz. Ticaret, güzel analiz yapılırsa (şehirlerdeki eksik ürünler vs.) zayiat vermeden kolay şekilde iyi para bırakan bir yöntem.
Animasyonlar ve Müzikler
Oyunun animasyonları bir önceki oyunlara kıyasla bir hayli ilerlemiş diyebilirim. Bunun sebebi TaleWorlds’ün bu oyunda Motion Capture teknolojisinden yararlanmış olması. Günümüz standartlarında üst seviye oyunların kullandığı bu teknoloji, oyunlardaki hareketlerin daha akıcı ve gerçeğe en yakın biçimde aktarılmasını sağlıyor. Gerek vuruş animasyonları gerekse karakterlerin hareketleri bir önceki oyunlara kıyasla bir hayli ilerlemiş gözüküyor. At binme animasyonları sizi gerçekten orta çağ savaşçısı gibi hissettirecek. Oyuna eklenen müzikler ise gerçekten muazzam. Savaşırken ve haritada gezinirken keyifli ve kafa yormayan bir biçimde ayarlanmış.
Son Sözler
Oyun genel hatlarıyla tamamlanarak kritik hatalarını gidermiş görünüyor. Benim karşıma ufak tefek pürüzlerden başka hiçbir kritik hata çıkmadığını belirtmeliyim. Oyunu oynarken hiç oyundan düşmedim ve hiç kayıt dosyalarım silinmedi. Oyunun Türkçeleştirme kısmında bazı hatalar mevcut lakin oynanışa etki eden bir yanı olduğu söylenemez. Bin küsur kişinin katıldığı savaşlarda yaşanan takılmaların ise bir hata olarak görülmeyeceği düşüncesindeyim, çünkü gerçekten detaylı yüzlerce karakterin savaş alanında çarpışması günümüz bilgisayar bileşenlerinin kaldıramayacağı düzeyde etkiler yaratabiliyor. Dünden bugüne gelişimini bu düzeylere getiren TaleWorlds’e bir oyuncu olarak en içten teşekkürlerimi sunuyorum ve bu uzun yolda her bir çalışanına başarılar diliyorum. Bu efsane oyunu geliştirerek global piyasada varlığımızı kanıtlamanız gerçekten takdire şayan.
